
Trıpolıs
Helenistik dönemde Lydia bölgesi sınırları içerisinde Apollonia ismiyle kurulmuş bir kent Tripolis. MÖ I. yüzyıla tarihlenen sikke ve diğer kaynaklarda Tripolis ismiyle anılmaya başlıyor ve MS VII. yüzyılda terkedilene kadar da bu ismini koruyor.
Tripolis'in de içinde bulunduğu Çürüksu Vadisi MÖ 190 yılında Seleukoslar ile Bergama Krallığı arasında yapılan Magnesia Savaşı'na kadar bağımsız kentlerden oluşuyor; ta ki bu savaşı Roma'nın desteğiyle kazanan Bergama Krallığı MÖ 188'de yapılan Apameia Barışı ile bölgenin kontrolünü eline alıncaya kadar. (Seleukoslar ile ilgili biraz daha detaylı bilgiyi "Laodikya" sayfasında okuyabilirsiniz.)
Bergama Kralı III. Attalos'un ölümünden sonraysa vaziyeti üzerine bölge Roma İmparatorluğu'na bağlanıyor. Tripolis de vadideki diğer kentler gibi en ihtişamlı dönemini bu dönemde yaşıyor.
Tripolis, MS 325'te Nicaea (İznik) Konsülü'ünde, MS 431'de Efes Konsülü'nde, MS 451'de de Chalcedon (Kadıköy) Konsülü'nde piskoposluk seviyesinde temsil ediliyormuş.
XIII. yüzyıldan itibaren Bizans ve Türkler arasında birkaç kez el değiştiren kent, XIV. yüzyılda İnançoğulları ve Germiyanoğulları, XV. yüzyıldan itibaren ise Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolüne geçiyor.

Fotograf: Volkan Kibaroğlu
Geç Helenistik / Erken Roma döneminde yapıldığı anlaşılan kemerli yapı, metal, seramik ve kemikten üretimlerin yapıldığı atölyeler ve bunların satıldığı dükkanlar ile sütunlu galerisi ile etkileyici.
Roma döneminde yapılmış 450 m uzunluğunda "Sütunlu Cadde" ve buna dik uzanan "Hieropolis Caddesi" ile, bunların kesişime yapılmış anıtsal giriş, bunların dışında yine Roma döneminde yapılmış "Orpheus Çeşmesi", MS IV.-V. yüzyılda inşa edilmiş bir "Mozaikli Konut", IV. yüzyılda kullanıldığı anlaşılan ve duvarlarında renkli fresklerle süslenmiş "Roma dükkanları" da kazılarda ortaya çıkartılmış. Elbette ana Agora da eski halini gözünüzde canladırdığınızda çok çarpıcı.

Fotograf: Volkan Kibaroğlu
Kentin tiyatrosu ise MS II. yüzyılda yapılmış, ancak oturma alanları yamaçtaki eğim sebebiyle orkestra bölümüne kaymış, büyük bir kısmı ise halen toprak altında. Tiyatronun 8 bin kişilik olduğu düşünülüyor. Keza stadyumun da büyük kısmı toprak altında.
Tripolis'in yaslandığı tepenin zirvesinde XIII. yüzyılda inşa edilmiş bir kale görülebilir. Bu kalede Nicaea Kralı Ioannes Ducas Vatatzes ile Selçuklu Sultanı II. Gıyasettin Keyhüsrev'in bir antlaşma imzaladığı biliniyor.
