top of page
  • Volkan

DÜNYA TARİHİ 101 ~ Dr. Tom Head

Dünya Tarihi 101: Antik Mezopotamya ve Viking Fetihlerinden Nato ve Wikileaks'e, Dünya Tarihi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

World History 101: From Ancient Mesopotamia and The Viking Conquests to NATO and Wikileaks, An Essential Primer On World History


Copyright © 2017, Simon & Schuster, Inc.

© Say Yayınları, 2018. İngilizce'den çeviren Ilgın Yıldız



Din, etik ve düşünce tarihi konularında uzmanlaşmış bir tarihçi olan Dr. Tom Head, kitabını Rudyard Kipling'in şu sözüyle açıyor:


"Eğer tarih hikâyeler şeklinde öğretilseydi, asla unutulmazdı."

Kitabını da bu çerçevede oluşturmuş; bir haftasonunda hızlıca ve keyifle okunup bitirilebilecek bir kitap.


İnsanlığın tarih öncesi dönemdeki hikâyesiyle başlıyor, Sümerler, Mısırlılar, İndus Medeniyeti, Hititler, Olmekler, Kuşitler, Romalılar gibi farklı halklara ve uygarlıklara dokunduktan sonra Büyük İskender, İsa, Cengiz Han, Napolyon, Lenin ve Stalin gibi tarihin önemli karakterlerinin hikâyelerine de kısa kısa değiniyor.


Tarihte dönüm noktaları olmuş "sanayileşme", "emperyalizm", "siyonizm", "demokrasi", "neoliberalizm", "soğuk savaş" gibi kavramları da bir tarihçi gözüyle irdeliyor.



Bu kısa kısa bilgilerde hayatın sırrını bulmayı ummaya gerek yok; ama benim kendi notlarımın arasındaki boşlukları dolduran güzel tespitler yakaladığımı söyleyebilirim.

Birkaç örneği aşağıda sıraladım...


Kendini idame ettiren bir bir şehir devleti topluluğunun büyük bir ordu toplaması için pek bir sebep yoktu ve I. Sargon’un MÖ 2334 civarında bu zayıf noktadan faydalanarak Sümer’i kendi şehir devleti Akad’ın bayrağıyla işgâl ettiğine inanılır.

Pek çok antik uygarlık gibi, İndus Vadisi Uygarlığı halkı da bir nehirle özdeşleştirilmiştir. Hindistan, Hindu gibi sözcüklerde kabaca büyük su kütlelerini, özellikle de devasa Ganj Nehri’ni ifade eden Sindhu sözcüğünden gelmektedir. … MÖ 6000 ile 1500 arasında yaşayan bu uygarlık, dünyanın en eski, aynı zamanda en gelişmiş uygarlıklarından biridir; alabildiğine girift tasarlanmış, kapalı mekân tesisat ve halk havuzları gibi etkileyici imkânlar içeren şehirleri, günümüzde bile şehir plancıları tarafından incelenmektedir.

Eldeki tüm göstergelere bakılırsa, New York, Las Vegas ve New Orleans Kuzey Amerika için neyse, Babil de Antik Ortadoğu için aynısıydı. Babil, New York gibi akla hayale sığmayacak kadar geniş ve etkileyici bir ekonomik güç merkezi, Las Vegas gibi görsel olarak çarpıcı bir turizm ve günah merkezi ve New Orleans gibi eşsiz bir kültüre ve anlatacak milyonlarca gizli hikâyeye sahip, kadim bir şehirdi. Antik Mezopotamya’yla özdeşleştirdiğimiz pek çok şey başka uygarlıklardan değil, antik Babil İmparatorluğu’ndan gelmektedir.

Yahudi İncili aynı zamanda Musevi halkı kurtarmaya gelecek kudretli bir kralın müjdesini de verir. Bu kral, MÖ yaklaşık 590 ile 530 arası yaşadığı söylenen Pers Kralı Büyük Kirostur. Kiros Yahudi olmasa da antik Pers dini Zerdüştlüğü benimsediğinden, İbranice’de açık ve net olarak bir mesih, bizzat Tanrı’nın kurtarıcı aracı olarak tanımlanır. Kiros MÖ 539’da Babil’i fethettiğinde tamamen onların beklentilerine uygun davranmış; din adamları yuvaları İsrail’e dinlerine daha da bağlı, Kutsal Metin’le donanmış olarak dönmüştür.

Papa IX. Leo’nun elçisi, Silva Candida’nın Başkeşişi Humbert’in Konstantinopolis Patriği ve cemaatini aforoz ettiği mektubunda şöyle diyordu: “Varsınlar Simonyaklar, Valesyanlar, Aryanlar, Donatistler, Nikolaitistler, Severyanlar, Kutsal Ruhla Savaşanlar (Pneumatomachoi), Manişeistler, Nasraniler ve tüm diğer kâfirlerle beraber -hatta şeytanın ta kendisi ve onun melekleriyle beraber- aforoz edilsinler; tövbe etmedikleri sürece. AMEN, AMEN, AMEN.”

Yorum ve önerileriniz için şimdiden teşekkürler.

Volkan

8 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page