- Volkan
Bunu Herkes Bilir ~ Emrah Safa Gürkan
Updated: Jul 10, 2020
Bunu Herkes Bilir, Tarihte Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar
© Kronik Kitap, 2020 ~ 1. Baskı, Ocak 2020, İstanbul
"Tarihteki Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar" alt başlığıyla çıkardığı kitapla, ESG birçok programda tarih profesörlerini değil, genel tarih perspektiflerini değiştirmek istediği "Beyaz Yakalılar"ı hedeflediğini söylüyor. Diğer kitaplarında detayına indiği konulara zaman zaman değindiği, Youtube'daki "Olmaz Öyle Saçma Tarih" videoları serisinde de çokça bahsettiği yanlış bakış açılarına karşı tezlerini sunduğu keyifli bir kitap.
Sf. 14
1453 yılına dek Osmanlı hanedanı aslında sadece eşitler arasında birinci (Lat. primus inter pares) idi, yani Osman ve oğullarının mutlak bir hâkimiyeti söz konusu değildi. Gücü kendileriyle birlikte hareket eden Evrenosoğulları, Turhanoğulları ve Malkoçoğulları gibi akıncı aileleriyle paylaşmaktaydılar ve bunlar Osmanlı ailesinin emir eri değil, silah arkadaşlarıydı.
...
Kurumsal altyapının eksikliği ve nökerlerin sürekli kontrol altında tutulması zorunluluğu ilk dönem Osmanlı beylerinin hep at üstünde olması sonucunu getirmiştir; bunların tüm fetihlere katılması biraz da kılıç hakkı'nın garanti altına alınmasını, yani fethedilen toprakların nökerlerin eline geçmesini engellemeyi amaçlamaktadır.

Kitap, bu gibi detaylara da yerli yerinde bir oranda girerek, popüler bazı sorulara da yanıt arıyor:
Osmanlı neden tarihin tozlu raflarına kalktı?
Kadının fendi sultanı yendi mi?
Biz mi geri kaldık, onlar mı ileri gitti?
Osmanlılar neden Amerika'ya gitmedi?
Viyana ve Roma'yı alsak ne olurdu?
Cervantes İstanbul'a geldi mi?
Bu sorulara yanıt ararken ortaya koyduğu argümanlarla ESG derin 16. yüzyıl Akdeniz tarihi bilgisini rahatlıkla yansıtıyor.
Sf. 25
Günümüz demokrasilerinde kabul edilemez olan bu tip kudeta’lar (Fr. Coup d’état: darbe) Osmanlı siyaset sisteminin tam da merkezinde bulunuyordu. Baki Tezcan’ın “İkinci İmparatorluk” adını verdiği 1580’den sonraki dönemde ulema ve yeniçeri “kanun-ı kadim”in koruyucusu olarak padişaha yetkilerini hatırlatmakta ve sınırsız yetkide bir hükümdarın keyfî yönetiminin aşırılıklarını dengelemeye çalışmaktaydılar. Kısacası bu tip isyanlar; İngiltere’de parlementonun, Fransa’da ise yerel meclislerin (bunların adı da parlament olmakla birlikte, İngiliz parlamentosu gibi tüm ülkeyi kapsamazlar) yerine getirdikleri işlevi üstlenen bir nevi denge mekanizmasıydı.
...
Ancak, esas dengeyi değiştiren, çocuk yaşta tahta geçen I. Ahmed’in kardeşi Mustafa’yı hayatta bırakması olmuştu. Hüküm süren padişahın bir alternatifinin bulunması ve üstüne üstlük bunun iki adım ötede, Topkapı Sarayı’nda olması, bu tip isyanların etkisinin artmasına yol açmıştı. Artık, isyanlar sadece vezir veyahut gözdeleri değil, bizzat sultanların kendisini de hedef alabilirdi; nitekim olan tam da buydu. II. Osman, I. Mustafa, I. İbrahim, IV. Mehmed, II. Mustafa, III. Ahmed gibi birçokları tahtlarını ve bazen de hayatlarını kaybedeceklerdi.
Sf.93
Dönemin diğer büyük kuvvetlerinin de Coğrafi Keşifler’e geç katılması bize Osmanlılardan çok da bir şey beklemememiz gerektiğini göstermektedir. Akdeniz’in en gelişmiş donanmasına ve en agresif ticari filosuna sahip Venedik gibi bir devlet bile okyanuslara burnunu sokamadıysa, bu bize iç denizden kâşif bir milletin çıkamayacağını ispatlamalıdır. Ancak, Fransa gibi okyanusa da kıyısı olan büyük bir devlet bile oyuna çok geç girmiştir. Zira yüzyılın ilk yarısını masraflı savaşlarla İmparator Şarlken’in artan gücünü dengelemeye çalışmakla; ikinci yarısını da şu lanet Coligny’nin, otorite tanımaz aristokratların ve heretik Huguenotların (Fransız Kalvinistleri) fitilini ateşlediği din savaşlarıyla geçirmiştir.
Sf. 184
Kanuni’nin gözde veziri İbrahim Paşa’nın Batı kültürüne merakı, gözden düşmediği muktedir yıllarında bile tepki çekmişti. At Meydanı’ndaki (Sultanahmet Meydanı) sarayının önüne diktirdiği heykellerin yarattığı negatif algıyı Figanî’nin hayatına mâl olan şu meşhur dizelerde görmek mümkündür: Do İbrahim amed be deyr-i cihân Yekî butşiken şod, yekî butnişân Dünyaya iki İbrahim geldi Biri put kırandı, diğeri put diken
Yorum ve önerileriniz için şimdiden teşekkürler.